Fener Mah. 1971 Sokak Bulvar Lara, D Blok Kat:5 D:15 Muratpaşa ANTALYA
+90 505 757 92 59
renda@drleventrenda.com
English flag German flag English flag

Dil Kanseri

Dil Kanseri

dil altı kanseri

Dil kanseri, oral (ağızla ilgili) kanserler içinde yer almaktadır. Tıpkı diğer kanser türlerinde olduğu gibi hücrelerin kontrolden çıkarak çoğalmasıyla meydana gelir. Dil kanseri diğer baş boyun kanserlerine göre ön tarafta ve açık bölgede bulunduğu için daha kolay teşhis edilebilen bir kanser türüdür. Dil kanseri , genellikle dilin yüzeyindeki yassı epitel hücrelerinden gelişen bir ağız kanseri türüdür. Sıklıkla dilde iyileşmeyen ve ağrılı bir yara, aft, beyaz beneklenme veya şişlik şeklinde görünür.İlk bakıldığında basit bir yara gibi görünse de uzun süre geçmeyen durumlarda kansere çevirebilir. Knaser riski yüksek olan sigara tiryakileri, tütün çiğneyenler ve alkol kullananlar erken belirtiler konusunda uyanık olmalıdırlar.

Nedenleri

En sık göze çarpan nedenler sigara kullanımı ve tütün çiğnemedir. İleri yaş için tedavi edilmemiş diş iltihapları ve protez vurmaları (diş protezlerinin yanlış yapılması) önemli nedenler arasındadır. Diğer nedenler; fazla ve düzenli alkol tüketimi, HPV virüs enfeksiyonu, kötü ağız hijyeni, asbest-formaldehid gibi kimyasallara maruz kalma olarak sıralanabilir.

Belirtileri

Dil kanserinin en belirgin özelliği dil üstündeki iyileşmeyen yaralardır. İki haftadan uzun süren ve gittikçe büyüyen yara, aft, veya beyaz renkli beneklenmeler kanser açısından uyarıcıdır. Bazı hastaların ilk tanısı muayeneye gittikleri diş hekimleri tarafından koyulmaktadır. Bu hastaların alanında uzman baş boyun cerrahına yönlendirilmeleri gerekmektedir. Diğer belirtiler arasında dilde ağrı, yanma hissi, konuşma problemleri,yemek yerken kulağa vuran ağrı, yutkunma sırasında oluşan ağrı ve boyun bölgesinde- özellikle çene altında oluşan şişliklerdir.

Tanı Yöntemleri

Hastaların tanısı sıklıkla inspeksiyonla yani direkt lezyonun muayenesi ile yapılır. Kitlenin aft zemininde mi geliştiği, sertliği, ağız içindeki uzanım gösterdiği yerler bimanuel (iki elle) yapılan muayene ile belirlenir. Bu süreçte kitlenin ağrılı olup olmadığı da anlaşılır. Şüphelenilen lezyondan hemen biopsi almak gerekir. Biopsi ile kesin tanı konur. Biopsi sonucu malign geldi ise (kötü huylu tümör: kanser) ileri görüntüleme yöntemlerine geçilir. Bunun için BT veya MR istenebilir. Çeneye yakın kanserlerde kemik yapıyı iyi gösteren BT daha uygun bir seçim olacakken, diğer durumlarda yumuşak dokuyu gösteren ve tümörün derinliği hakknda daha iyi bilgi sağlayan MR daha iyi bir seçim olacaktır.

Tedavi Seçenekleri

Ana tedavi seçeneği cerrahidir. Cerrahi seçenekler tümörün büyüklüğüne göre değişir. Glossektomi ile dilin tümörlü kısmı ile birlikte sağlam dokuları da çıkarılır. Bu şekilde hastada kanserli doku bırakılmamış olur. Glossektomi parsiyel (kısmi) veya total olabilir. Sıklıkla dil kanserinde erken tanı konduğu için tümörün boyutu da küçük olmaktadır. Küçük tümörlerde kalan dil dokusu hastanın konuşma ve yutması için yeterli olmaktadır. Daha büyük tümörlerde ağız içinde oluşan boşluğun doku transferi yöntemleri ile doldurulması daha doğru bir seçim olacaktır ( kas-doku flebi, serbest doku flebi). Dil kanlanması yüksek bir doku olduğundan bu bölgedeki kanserlerin de çene altı ve boyun alt bölgelerine metastaz yapması (sıçraması) olasıdır. Bu sebeple dil kanseri ameliyatı sırasında boyun lenf nodlarının temizlenmesi gerekecektir. Bu tedavilerden sonra hastaya sıklıkla eş zamanlı olarak radyoterapi veya kemoterapi verilmesi gerekebilir.

Dil kanserinde tedavinin başarısı ve hastalığın tekrarlama riski, kanserin evresi ile ilişkilidir. Dildeki kanserin derinliği, boyuna yayılma durumu, lenf nodlarının dışına çıkması gibi patolojik kriterler hastalığın evresini belirtir. Erken evrede %90’lara varan iyileşme sağlanırken, ileri evrelerde bu oran %40 lara kadar düşer. Hastalığın tekrarlaması da evresi ile alakalıdır. Tekrarlama dilde olabileceği gibi boyun bölgesinde de ortaya çıkabilir.

Her kanserde olduğu gibi tedavi bitiminden sonra ilk iki yıl üç ayda bir, sonraki üç yıl altı ayda bir ve beş yıldan sonra yılda bir kez doktor kontrolünde bulunmak gerekmektedir.

TEKLİF TALEP FORMU