Tükürük salgısı tükürük bezleri tarafından yapılır. Her iki kulağımızın önünde birer tane (Parotis bezi), her iki çene altında birer tane (Submandibuler bez), her iki dilaltında birer tane (Sublingual bez) olmak üzere toplam 6 adettir. Bunların dışında ağız boşluğu, burun, sinüsler, yutak, gırtlak, nefes borusu ve bronş mukozasında bulunan sayıları 400-600 arasında değişen minör tükürük bezlerinin yanı sıra yüzümüzün her bir tarafına yerleşmiş, küçük kanallarla ağız boşluğuna bağlanan büyük tükürük bezlerimiz de bulunmaktadır.
Tükürük Bezi Tümör Çeşitleri Nelerdir?
Tükürük bezi kanserlerinin çeşitleri diğer KBB kanserlerine göre çok daha fazladır. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre 23 çeşidi bulunmaktadır. Bu da bu tümörlere yaklaşımı zorlaştırmaktadır. Kabaca tümörler, iyi huylu (benign) ve kötü huylu (malign) olarak ikiye ayrılır. İyi huylu tümörler daha yavaş büyür ve çevre ya da uzak bölge organlara metastaz (sıçrama) yapmazlar. Kötü huylu tümörler (malign) ise daha hızlı büyür, bölgesel lenf bezelerine ve uzak organlara (akciğer, karaciğer, beyin, kemik vb..) metastaz (sıçrama) yapma potansiyeline sahiptirler.
Tükürük Bezi Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Yavaş büyüyen iyi huylu tümörler çoğu kez kapsül adı verilen ince, zarımsı bir kılıfla çevrilidir ve çevre dokulara yayılma (invazyon) yapmaz. Genellikle etraf dokuları itip kendilerine yer açarak büyür. Bu büyüme aylar, hatta yıllar içerisinde oluşur. İyi huylu tümörler ağrıya neden olmaz, hastalar çok nadiren ağrıdan yakınır (tümörün basısına bağlı). Ağrı olma durumu da genellikle tümörün kendinden ziyade dolaylı nedenlere bağlı olmaktadır.
Kötü huylu tümörler (malign) daha hızlı büyür, bölgesel lenf bezelerine ve uzak organlara (akciğer, karaciğer, beyin, kemik vb..) metastaz (sıçrama) yapma potansiyeline sahiptirler. Bu ağrı tümörün kemik, çene eklemi gibi yapıları işgal etmesine bağlı oluşabileceği gibi doğrudan baş, yüz bölgesinde de ya da ağrı duyusunu taşıyan sinirlere ulaşmasıyla da ortaya çıkabilir.
Tükürük Bezi Kanserinin Nedenleri Nelerdir?
Tükürük bezi kanserlerinin nedenleri bilinmemekle birlikte, bazı durumların bu riski arttırdığı düşünülmektedir. Bunların başında iyi huylu tümörlerin uzun süre tükürük bezi içerisinde kalmış olması gelir. Bu nedenle tümörün iyi huylu olduğu bilinse de, tükürük bezinden çıkarılıp alınması tercih edilmektedir. Radyasyon maruziyeti de tükürük kanseri ihtimalini arttıran sebeplerdendir. Sigara kullanımı çoğu kanserin görülme ihtimalini arttırdığı gibi tükürük bezi kanseri ihtimalini de arttırır.
Tükürük Bezi Kanserinin Tanısı Nasıl Konulur?
Tükürük bezi kanserlerinin erken teşhisi genellikle hastada oluşturacağı şikayetler doğrultusunda olmaktadır. Sıklıkla tükürük bezi bölgesinde şişlik oluşmakla birlikte bazen bu bulguya ağrı da eklenebilir.
Tükürük bezi kanserlerinde görüntüleme yöntemlerinden de faydalanılır. En sık ve en basit yöntem Boyun USG’sidir. USG’de şişliğin bir enfeksiyn mu yoksa tümöral bir gelişim mi olduğu anlaşılabilir. Bu metod sonrasında gerekirse CT ve MR istenebilir. Kesin tanı için histopatolojik inceleme (biopsi) yapılmalıdır.
Tükürük bezi tümörleri tehlikeli midir?
Tükürük bezi tümörleri genellikle iyi huyludurlar. Tükürük bezlerindeki tümörler içerisinde en sık olarak parotis bezi (kulak önü) tümörü görülür. Bu tümörler iyi huyludurlar. Agresif seyretmezler ve başka bölgeye yayılımı nadir görülür.
Tükürük bezi kanseri öldürür mü?
Tükürük bezi tümörleri genellikle iyi huyludur. Bu tümörlerin tedavi sonucu hayatta kalma oranı yüzde 95’lerdedir. Kötü seyirli, tedavisine geç başlanmış veya tedavi edilmemiş malign tükürük bezi kanserlerinde başarı oranı yüzde 50’lerdedir.
En sık hangi tükürük bezlerinde kanser görülür?
Majör ve minör tükürük bezlerinin en sık benign tümörü pleomorfik adenom olup, tüm tükürük bezi tümörlerinin yüzde 60’ını ve tüm parotis tümörlerinin yüzde 65’ini oluşturmaktadır. En sık gözüken 2. Benign tümör Whartin tümörü olup, bazı vakalarda operasyona gerek görülmez, takip yeterlidir. Majör ve minör tükürük bezlerinin en sık malign tümörü mukoepidermoid karsinom olup, tüm tükürük bezi tümörlerinin yüzde 10’unu ve tüm malign tükürük bezi tümörlerinin yüzde 35’ini oluşturmaktadır. Bu tümör de en sık parotiste ortaya çıkar.
Tükürük bezlerindeki her tümör kanser midir?
Tükürük bezindeki her tümör kanser değildir. Her şişlik kötü huylu olmayabilir. Bunların azımsanamayacak bir bölümü, özellikle, kulak önü tükürük bezlerindekilerin (parotis bezi) büyük bir bölümü iyi huylu şişliklerdir. Bu nedenle üzerinde önemle durulan konu, şişliklerin iyi ya da kötü huylu olup olmadığıdır.
Tükürük bezi kanseri yüz felcine sebep olur mu?
Yüz kaslarımızı çalıştıran sinir olan fasiyal sinir büyük tükürük bezimiz olan parotis bezinin içinde seyretmektedir. Parotis bezinin maling tümörleri eğer derin loba doğru yayılıp, yüz sinirini tutarsa yüz felci görülebilir.
Tükürük bezi kanserinde ince iğne aspirasyon biyopsisi, tümörün yayılmasına yol açar mı?
İğne biyopsisi, uzun yıllardır bütün dünyada milyonlarca hastaya uygulanmış ve halen de uygulanan bir teşhis yöntemidir. Şimdiye kadar tümörün yayılımına yol açtığına dair bilimsel bir kanıta rastlanmamıştır. Bu nedenle hekimler tarafından güvenle uygulanmaktadır.
Tükürük bezi kanseri önlenebilir mi?
Tükürük bezi kanserinin nedenleri ne yazık ki henüz bilinmemektedir. Dolayısıyla nasıl önlenebileceği konusunda herhangi bir şey söylenemez. Sigarayla gırtlak kanseri ya da akciğer kanseri arasında nasıl bir neden sonuç ilişkisi varsa, dolayısıyla önlem almak mümkünse de tükürük bezi kanseri için böyle bir ilişki söz konusu değildir. Tükürük bezi kanserleri için alınabilecek tek önlem, tükürük bezi içindeki tümörün çok gecikmeden müdahale ederek cerrahi bir işlem ile vücuttan çıkartılmasıdır.
Tükürük bezi kanseri erken teşhis edilebilir mi?
Kulak önünde, çene altında ya da ağız, boğaz gibi bölgelerde şişlik, kitle fark eden hasta bir süre sonra hekime başvurduğunda teşhis süreci başlayacaktır. Muayene ile tükürük bezi tümöründen şüphelenen hekim, genellikle ultrason, MR (manyetik rezonans) ya da BT (bilgisayarlı tomografi) gibi radyolojik görüntüleme araçlarına başvurur. Bu tümör tanısını güçlendirmede muayeneden sonra ikinci adım olacaktır. Ardından kimi zaman, iğne biyopsisi ile kitleden hücre ya da doku örneği almak, teşhisi kesinleştirmek ve tedavi öncesi planlamaları en doğru şekilde yapabilmek için gerekli olacaktır.